Karapapakların Anadolu’ya göçleri kadim devirlerden beri çeşitli sebeplerle devam etmiştir. En önemli Karapapak göçleri 1807, 1813-1828, 1854-1855, 1878-1881 ve 1914-1924 yıllarında gerçekleşmiştir.
Selçuklular, Safevîler ve Nadir Şah döneminde altın çağını yaşayan Kafkasya, Azerbaycan ve Doğu Anadolu, 18. Yüzyılın sonları itibariyle, Osmanlı Devleti’nin kötü yönetimi ve İran Kaçar Türk şahlarının basiretsizlikleri hatta dirayetsizlikleri sebebiyle Rusların eline geçer.
Bütün bu coğrafya Timur’un Altın Orda Devletini yıkmasıyla yıldızı parlayan Rus generalleri Bulgakov, Velyaminov, Yermolov, Paskeviç ve Melikofların cirit meydanı olur.
Rus ordularının Kafkaslara inmesiyle birlikte Rusların ve onların güdümündeki Ermenilerin zulmüne dayanamayan Kafkas halkları, bu cümleden Borçalı, Kazak Karapapakları Osmanlı topraklarına kaçmaya-göçmeye başlar.
Binlerce Karapapak halkı Çıldır, Arpaçay, Kars, Sarıkamış, Horasan, Hasankale, Erzurum, Eleşkirt, Ağrı, Van, Muş il ve ilçelerine göçüp, Osmanlı Devleti’ne sığınırlar.
Rus ordularının Kaçar Türk Şahlarının elinde bulunan şimdiki Gürcistan ve Azerbaycan’ı işgal edip 1913’te Gülistan Anlaşmasını imzalamasıyla 3 binden fazla Karapapak aile Kazak ve Borçalı’dan göç eder. Bunların yarısı, yukarıda bahsedildiği gibi Revan’a, buranın da Rusların eline geçmesiyle Sulduz’a göçerler. Geriye kalanın ise bir kısmı Türkiye’ye bir kısmı da geri yurtlarına dönerler.
Türk düşmanlığı ile tanınan Çar I.Nikola, Osmanlı yönetiminin 1826’da Yeniçeri Ordusunu kaldırmasını ve yeni ordunun kurulma aşamasında olmasını fırsat bilerek, Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlardaki hâkimiyetine son vermenin, boğazları ve Anadolu’yu Rusya’ya katmanın zamanının geldiğine inanarak harp hazırlığına başlar. Ruslar, İngiliz ve Fransızlarla işbirliği yaparak 20 Ekim 1827’de Osmanlı donanmasını Navarin’de yakarlar. Ardından kara ve deniz gücünden yoksun durumda bulanan Osmanlı Devleti’ne savaş ilan eder. Rus orduları 1828 yazında Anadolu’ya girer, Ahılkelek, Ahıska ve Kars’ı alır. Ertesi sene Erzurum, Bayburt ve Muş’u işgal eder. Batı’da ve Doğu’da Ruslara karşı savaşan ve maddî ve manevî çok büyük kayıplar veren Osmanlı Devleti, Ruslarla Edirne Antlaşması’nı yapmak mecburiyetinde kalır. 1828-1829 Türk-Rus Savaşı sonrasında Borçalı ve Ahılkelek ve Ahıska’dan pek çok Terekeme/Karapapak tayfası Türkiye’ye göçer.
Diğer bir Karapapak göç dalgası 19.Yüzyılın son çeyreğinde görülür. Bu dönem, sadece Kafkasya için değil, Balkanlardan Doğu Türkistan’a, Sibirya steplerinden Yemen’e kadar bütün Türk dünyası için felaketli yıllardır. Türk halklarına Hıristiyan dünyası tarafından en şiddetli zulüm ve soykırım bu yıllarda yapılır. 19 Nisan 1877’de Osmanlı Devletine savaş ilan eden Çar, kardeşi Grandük Nikola komutasında 250 bin kişilik bir ordu ile Balkanlardan; diğer kardeşi Grandük Mişel komutasında 160 bin kişilik bir ordu ile de kuzey doğudan Osmanlı Devletine saldırır. Hem Balkanlarda hem de kuzey doğu Anadolu ve batı Kafkasya’da Türk halklarına benzeri görülmemiş katliam yapılır. Yüz binlerce insan yurdunu yuvasını terk edip Anadolu’ya göçer. Kafkaslardan gelen göçmenlerin bir kısmı Kars, Ardahan, Ağrı, Erzurum, Muş, Sivas gibi şehirlere önceden gelen akrabalarının yanına yerleşirler. Büyük ekseriyeti ise Kayseri, Adana, Mersin gibi şehirlere yerleştirilir.
93 Harbinden önce Kars ve çevresinde 105 köyde 29.000 Karapapak yaşamaktadır. Savaştan 7 yıl sonra Ruslar tarafından yapılan sayımda nüfusun 21.652’ye düştüğü görülmektedir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı başarısızlıkla sonuçlanınca, 13 Temmuz 1878’de imzalanan Berlin Antlaşması ile Kars, Kağızman, Ardahan, Oltu ve Batum Ruslara harp tazminatı olarak bırakılır. Ardından 8 Şubat 1879 günü İstanbul’da imzalanan Muâhede-yi Kat’iyye’nin 7.Maddesi gereğince de bu şehirlerde yaşayan Türklerin üç yıl içerisinde Osmanlı topraklarına göçmelerine izin verilir. Bu üç yıl içerisinde resmî kayıtlara göre 11.000’i Kars merkez ilçeden olmak üzere 82 bin Türk Kars’tan ayrılıp Erzurum ve Anadolu içlerine göçer. Göçenler içerisinde Karapapaklar önemli bir yekûn teşkil etmektedir. Karapapakların bir bölümü Horasan, Hasankale, Erzurum ve Aşkale’nin merkez köylerine, Mihrali Bey ve tayfaları ise Sivas’a yerleşirler. Karapapaklardan büyük bir kısmı da Bayazıt sancağına gider ve orada Antap (şimdiki adı Tutak) kentini şenlendirirler. Zoraki göç ettirilen Türklerden boşalan köylere Osmanlı Devleti arazisinden davet edilen Ermeni, Rum, Yezidî, Süryanî (Asûrî) gibi Anadolu halkları ile Rusya’dan getirilen Ukraynalı, Malakan, Duhobor gibi milliyetleri sahih olmayan çiftçiler ile Alman ve Estonyalı halklar yerleştirilir.
Bütün bu göçlere rağmen Karapapak Türklerinin nüfusu bu bölgede yine de büyük yekûn teşkil etmiştir. Rusların 1895 yılında Petersburg’da yayımladıkları ünlü Ensiklopediçeskiy Slovar’ın Kars Oblastı (Карсскаяобласть) maddesinde verilen bilgilerden bir kısmı şöyledir: Kars Eyaleti’nin, Ardahan, Oltu, Kağızman dahil nüfusu 1 Ocak 1892 tarihi itibariyle 200.868 kişidir. Nüfus yoğunluğu Ruslar %7, Yunanlar %13,5, Kürtler %15, Ermeniler %21,5, Türkler %24, Karapapaklar %14, Türkmenler %5. Dinî yapılanma ise şöyledir: Ortodoks %14, tarikat mensubu %5, Ermeni-Gregoryen %21, diğer Hırıstiyanlar %0,75, Müslümanlar%53 (Sunnî %46, Şiî %7) Ali-Allah tarikat mensubu %5, Yezidî %1,25. Ruslar genellikle (Molokan, Duhobor, Prıgunı) tarikat mensubudurlar. Yunanlar, Ortodoks’tur. Türkler, Sünnîdirler. Karapapahlar, Sünnî ve kısmen Şiîdir. Türkmenler, Ali-Allah tarikat mensuplarındandır. Kürtler, Sünnî ve kısmen Yezidîdirler. Türklerin arasında çok sık Müslüman Gürcülere rastlanır. Onlar genellikle Posof Çayı havzasında ve Oltu ilçesinin kuzeyinde yerleşmişlerdir.
Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’ın Sovyetleştirilmesi sırasında da Borçalı, Kazak, Şemşeddin Karapapakları çok yıpratılmıştır. Rus, Gürcü ve Ermeni işgal güçleri tarafından bölge defalarca işgal edilmiş, halk defalarca yurdundan yuvasından edilmiştir. Pek çok insan öldürülmüştür.
Karapapak Türklerinin en büyük göç hareketine maruz kaldıkları dönemlerden biri de 1914-1924 dönemi olmuştur. Rus sayımına göre 1892’de Kars’ta 28.121 olan Karapapak nüfusu, yine Rus istatistiklerine göre bütün olumsuzluklara rağmen 1910 yılında 99 köyde 39.000 olmuştur. Ne var ki Birinci Dünya Savaşı yıllarında bölgede Rus ve Ermeniler tarafından yapılan katliamda başta Ardahan Karapapakları olmak üzere Çıldır, Arpaçay ve Kars Karapapakları çok kayıp vermişlerdir. Ruslar, Sarıkamış hareketinde ve daha sonra Kars, Ardahan savaşlarında Osmanlı Ordusu’na yardım ettikleri gerekçesi ile 1915 yılının ilk üç ayında büyük katliam yapmışlardır. 30 Ekim 1920’de Kars, 23 Şubat 1921’de de Ardahan ve Çıldır kurtulduktan sonra yapılan Moskova ve Kars antlaşmaları ile bugünkü sınırlar çizilmiştir. Bu yıllarda yani 1920-1921 yıllarında Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’dan birçok Türk tayfası Türkiye’ye gelmiştir. 1921-1924 yıllarında ise mübadele yolu ile aynı ülkelerden 45.000 Türk, Kars’a gelmiştir. Bunlardan 10 bin kadarı, 1922-1923 yıllarında Kars Sovyet Konsolosluğunun gayreti ile geri dönmüştür. Kars’ta kalan 35 bin göçmenin 25 bin kadarı Akbaba, Borçalı ve Karayazı’dan gelen Karapapaklardır.
Derleyen: Mustafa KAPLAN